Tokat'tan mı Geliyon da, Kız Sen Zile'li (Almus) Misin?

Yeni bir şehre seyahat olacağını söyledikleri zaman beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri de yeni bir şehri tanımak ve o yöreye ait en önemli yerleri kısa da olsa gezip fotoğraflamak. İşyerimden bu kez yolumuzun Tokat Zile’ye düştüğünü söylediklerinde yine aynı heyecanı yaşadım. Zile’li arkadaşlar varsa affetsinler beni ama, bu kez heyecanım tamamen hayal kırıklığına dönüştü. Zaten geziye 1-0 yenik konumda başladım, çünkü direkt Tokat'a uçak yok, ancak Merzifon Havaalanı'na uçak var ve günde 1 sefer, o da akşam uçağı! Yani Zile'ye ulaşmak için 2 saatlik yolu da gözden çıkarmak zorundasınız. Malesef otel konusunda da problem yaşayabilirsiniz, Zile'de sadece tek bir otel var, o da 2 yıldız ayarında.

Tarih kokan Zile evleri biraz unutulmuşluğun, biraz terkedilmişliğin acısı çekmekte, ki nice ihtişamlı günler görmüş olmasına rağmen. Orjinalliğini halen koruyan, tek dileği biraz sahip çıkılmak olan bu evleriyle Zile, yeni bir Safranbolu Efsanesi yaratabilecek kapasitede aslında.

Zile’nin hemen hemen merkezinde bulunan kale 4 bin yıllık tarihi ile gezilecek en önemli mekanlar arasında yer alıyor. Kale, aslında çok tarihi ve çok bilindik bir olayda başrolü oynayacak kadar ünlü. Caesar'ın karısının adı verilen Zela şehri (Zile adı buradan geliyor), Julius Caesar’a başkaldırarak Roma İmparatorluğu’nu tanımadığını ilan edince, güç gösterisi adına Caesar, 70’li yaşlarını sürmekte olmasına rağmen 30.000 askeri ile şehre geliyor ve kanlı bir savaşla Zela’lıları yenilgiye uğratıyor. Bu yenilginin herkese ibret olması için de kale içerisindeki dikili taşa dünyaca ünlü şu sözleri mesaj bırakıyor: “Veni –Vidi-Vici” (Geldim, Gördüm, Yendim.)

Yetkililerin anlattığına göre. toprak altından çıkarılan lahitlerden sırtsırta birbirine yaslanmış veçok iyi korunmuş asker kıyafetli iskeletler bulunmuş. (Romalı asker olmaları muhtemel)

Kale içerisindeki, zamanınında su sarnıcı olarak kullanılan ve 188 basamaktan oluşan, zemine 45 derece eğimle inen dehliz oldukça ürkütücü.

Yapımı 1452'yi gösteren Boyacı Hasan Ağa Cami, Ulu Cami'den sonra Zile'nin en eski camisi ve kalenin hemen eteklerinde yer alıyor.

Çevre köylerden derlenmiş, günlük yaşantıyı anlatan eşyaları Belediye'nin Konuk Evi'nde görebilirsiniz. Konuk Evi de, eski bir Zile Evi'nin restore edilmesi ile hizmete açılmış bir müze görünümünde.

Tokat Zile'nin etrafı çok verimli tarım arazileri ile çevrili. Bölgenin en meşhuru üzüm ve türevleri. İri taneli üzümlerinden neler yapılmıyor ki? Bu yöreye has beyaz Zile pekmezi, normal siyah üzüm pekmezi, nişastalı cevizli köme, pestil, kuru üzüm ve asma yaprağı buraya yolunuz düşerse mutlaka almanız gerekenlerden.

Kuşburnu da çok yetiştiğinden kuşburnu marmeladı ve kuşburnu pulbu denilen kuşburnu özütü hemen her dükkanda sergide. Biber ve domates salçası ile çemen de aynı oranda meşhur.

Çorumlular bana kızmasın, ben bana söyleyenlerin yalancısıyım; leblebinin de asıl orijininin Zile olduğu, buradan Çorum'a gittiği ve orada meşhur olduğu söylendi. Öyle bile olsa ilk bulanın mı, yoksa layığı ile yetiştirip satanın mı hakkı olduğu konusunda ben sanırım Çorumluların taraftarı olacağım :) Değerleri kaybetmemek lazım! (Yalnız çok lezzetli leblebisi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim)

Taze kuzu eti, kuyruk yağı, patlıcan, domates, yeşilbiber, patates, soğan, sarımsak ve özel pişirilmiş kebap pidesi kullanılarak, özel kebap ocaklarında yapılan Tokat Kebabı'ndan ne yazık ki yiyemedik, çünkü mevsimi değilmiş. Bahar ve yaz aylarında yapılan bu kebabın ancak fotoğraflarına bakarak yutkunabildik.

Buraya özgü yemeklerin başında gelenlerden biri de bat. Yeşil mercimek, yeşil soğan, maydanoz, kuru soğan, domates salçası, dereotu, kıyılmış ceviz ve ince bulgurdan yapılan sulu, soğuk ve yağsız bir meze. Önceden haşlanarak suyu süzülmeden soğumaya bırakılan yeşil mercimek içerisine diğer tüm malzemelerin doğranarak eklenmesiyle yapılan ve salamura asma yaprağı ile servise sunulan bir lezzet. Sulu da olsa herbir yaprağa birer kaşık salatadan konularak yeniliyor. Eee hadi afiyet olsun :)

Zile' de turistik anlamda yapılacak çok iş var, ancak kendi adıma, güzel işlere imza atmaya hevesli, kendini Zile'nin kaybettiklerini geri kazandırmaya adamış çok kişi gördüğümü de söylemek isterim. Umarım en kısa zamanda yapılması planlanan işler yapılır ve Zile eski görkemli günlerine kavuşur.

You can leave a response, or trackback from your own site.

0 Response to "Tokat'tan mı Geliyon da, Kız Sen Zile'li (Almus) Misin?"

Yorum Gönder