Giritliler sağlıklarını neye borçlu?

Sağlıklı Beslenme
90'ı yılların başından itibaren “beslenmenizde çok fazla yağ kullanırsanız daha kolay kilo alır, vermekte zorlanırsınız" düşüncesi hakim olmaya başladı. Ancak bu tam olarak doğru değil.


"Kazandığınız yağ miktarı arttıkça kolesterol düzeyiniz yükselir, kalp hastası olma ihtimaliniz artar” şeklinde bir düşünce oluştu.

Tam da bu noktadan hareketle 1980’li yıllarda ciddi bir yağ düşmanlığı başladı ve bu süreçten boş yere iyi yağlar da paylarını aldı. Siz de doktor ve beslenme uzmanlarının tavsiyelerine uyarak daha az yağlı gıdalar tüketmeye gayret ettiniz. Ne var ki bu çabalar beklenen faydayı -en azından beklendiği kadar- sağlayamadı. Hem kilo sorunu hem de kalp damar hastalıklarının yaygınlığı arttı.

En önemli yanlışı Amerikalı uzmanlar yaptı. Doksanlı yıllarda oluşturdukları beslenme piramidinde yağ oranında ciddi kısıtlamalar vardı. O yıllarda bir Amerikalı günlük enerji ihtiyacının %35-40’ını yağlardan karşılıyordu.

O ünlü beslenme piramidi devreye sokulduktan sonra enerji ihtiyacında yağ tüketimi oranı %30’lara kadar indi. Ne var ki (özellikle son 10-15 yıldır) bu ülkede ciddi bir obezite patlaması yaşanıyor. Önümüzdeki dönemde neredeyse her iki Amerikalıdan birinin fazla kilolu her üç Amerikalıdan birinin obez olacağı söyleniyor!

YANLIŞ NEREDE?

Gelinen bu olumsuz noktanın nedenleri şunlar: Beslenmenizdeki yağ oranı azaldıkça daha geç doyuyor daha fazla yiyorsunuz. Ayrıca karbonhidratlı gıdaları çok fazla tüketme eğilimine giriyorsunuz. Yağ oranının azalması erken acıkmaya da yol açıyor. Yağ açığı farkına varılmadan karbonhidratlarla kapatıldığından insülin şeker dengesi bozuluyor.

İnsülin direnci problemi devreye giriyor. Düşük yağ oranlı diyet yapanlar genellikle ilk üç haftada kilo kaybetseler bile bir süre sonra diyete devam etmelerine rağmen bırakın kilo vermeyi verdikleri kiloyu bile geri almaya başlıyor. Bir yıl sonra yapılan değerlendirmelerde istenen düzeyde bir kilo kaybının olmadığı görülüyor.

Avrupa ülkelerinde yapılan bir çalışmada çok az yağ tüketen kadınların çok fazla yağ tüketenlerden daha fazla kilo sorunu yaşadıkları gösterildi. Ayrıca Avrupalı erkekler arasında yağ alımı ile obezite arasında bir ilişki olmadığını gösteren bulgular elde edildi. Amerika’da yağ oranının %40-45lerden %30-35’lere indirilmesinden sonra kilo probleminin daha da dramatik boyutlara ulaştığını yazının giriş bölümünde belirtmiştik.

KALP DOSTU YAĞLAR DA VAR

Aynı şey kalp damar hastalıkları için de söz konusu. Aslında beslenme ile alınan yağ kalp hastalığını sadece kolesterol üzerinden değil farklı pek çok yoldan etkileyebiliyor. Aldığınız yağın cinsi kötü kolesterolünüzdeki yükselmeyi etkilediği kadar iyi kolesterolünüzdeki azalmayı, kanınızın pıhtılaşma veya incelme özelliğini, hatta kalp ritminizin düzenli olup olmayacağını belirleyebiliyor.

Örneğin eğer doymuş ya da trans yağlar yerine omega-3 yağlarından (balık yağı, ceviz yağı, fındık yağı, keten tohumu yağı) ya da tekli doymamış yağlardan (zeytinyağı) zengin bir beslenme planınız varsa bunlar kalbinizi olumsuz değil olumlu yönde etkiliyor.

FİNLANDİYA-GİRİT PARADOKSU

Söylemek istediğimiz şey şu: Beslenmenizdeki yağ sizi mutlaka şişmanlatacak diye bir kural yoktur. Eğer yağ miktarını çok azaltırsanız fazla miktarda karbonhidrat tüketerek muhtemelen daha fazla ve hızlı kilo alırsınız. Beslenmenizdeki yağ miktarını azaltmanız kalp damar hastalığı olasılığını düşürmeniz anlamına gelmez. Az yağlı ama doymuş ve trans yağlardan zengin bir beslenme seçiminiz varsa kalp hastalığı ihtimaliniz artar.

Çok yağlı yemenize rağmen b alıktan cevizden ya da zeytinyağından yana tercih kullanmışsanız kalp hastası olma ihtimaliniz düşüktür. Mesela çok az yağ tüketen Fin halkında çok fazla yağ tüketen Girit halkına oranla kalp damar hastalığı daha yaygındır.

Bunun nedeni Giritlilerin zeytinyağı Fin halkının doymuş yağ ağırlıklı (margarin ve hayvansal yağlar) beslenmeleridir. Yani Giritliler kalp sağlıklarını zeytinyağına borçlular.

Kısacası yağı azaltmak her zaman kilo ve kalp hastalığı sorununu çözmek anlamına gelmeyebilir.

www. ekolay. net


  
2.245

You can leave a response, or trackback from your own site.

0 Response to "Giritliler sağlıklarını neye borçlu?"

Yorum Gönder